AvriL FoRuM - éN cAdI FoRuM xD
mrehaba!

FORUMA HOŞ GELDİNİZ!
istiklal marşının kabulü ve anlamı 5737
AvriL FoRuM - éN cAdI FoRuM xD
mrehaba!

FORUMA HOŞ GELDİNİZ!
istiklal marşının kabulü ve anlamı 5737
AvriL FoRuM - éN cAdI FoRuM xD
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AvriL FoRuM - éN cAdI FoRuM xD

varmı avril gibisi...
 
AnasayfaKapıGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yaphttp://avrilim.eniyiforum.net/duyurular-f3/masallar-iyin-almlar-

 

 istiklal marşının kabulü ve anlamı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
BESTE
Admin
Admin
BESTE


Mesaj Sayısı : 203
Yaş : 33
Kayıt tarihi : 05/10/08

istiklal marşının kabulü ve anlamı Empty
MesajKonu: istiklal marşının kabulü ve anlamı   istiklal marşının kabulü ve anlamı Icon_minitimeSalı Tem. 07, 2009 12:57 pm

İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ
(12 Mart 1921)

1921
yılında, Şanlı Bayrağımız’ın ve Kahraman Türk Milleti’nin simgesi
olacak milli bir marş yazılması için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
bir yarışma açılmış ve kazanana para ödülü verileceği açıklanmıştır.
Ülkenin her tarafından pek çok şair, duygu ve heyecanlarını anlatan
mısralarla bu katıldığı halde, Mehmet Âkif’in bu yarışmaya katılmadığı
görüldü. Nedeni sorulduğunda: ‘’Milli marş para ile yazılmaz’’ cevabını
verdi. Arkadaşlarının ısrarları üzerine ve kazanırsa ödül verilmemesi
şartı ile yarışmaya katıldı ve hepimizin yüreğinde yer eden İstiklal
Marşı’nı yazdı.

Türk Milleti’nin zaferini, yüceliğini ve
bayrağımızın kutsallığını en güzel duygularla anlatan İstiklal Marşı,
yarışmaya katılan 724 şiir arasından seçilerek zamanın Milli Eğitim
Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından Büyük Millet Meclisi’nde
okundu. Bütün milletvekillerince büyük bir coşku ve heyecan içerisinde,
iki defa ayakta dinlenen İstiklal Marşı, 21 Mart 1921 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından Milli Marş olarak kabul edildi. Ünlü
bestecilerimizden Osman Zeki Üngör tarafından bestelendi.

Mehmet
Âkif, İstiklal Marşı’nı Türk Milleti’nin eseri olarak kabul ettiği için
Safahat’a koymamış ve Kahraman Ordumuz’a hediye etmiştir.





İSTİKLAL MARŞI AÇIKLAMASI


Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak
O, benimdir; o, benim milletimindir ancak!

Bu kıtada Mehmet Âkif Türk Milleti’ne sesleniyor. Ümit ve güven içeren sözlerinde:

Ey
Milletimi Yurdumuzun düşmanlar tarafından kuşatılmış olmasına bakarak
bayrağımız için endişe etme, korkma. Çünkü bu topraklar üzerindeki en
son ocak sönmeden, en son Türk bu uğurda canını vermeden bayrağımıza
kimse el uzatamaz.

Rengini şehitlerimizin kanından alan ve
şafaklarda bir alev gibi dalgalanan bayrağımız milletimin yıldızı ve
bağımsızlık sembolüdür. Gökteki yıldıza el sürülemediği gibi,
milletimizin yıldızı olan bayrağıma da düşmanlar dokunamaz. O Türk
Milleti’nindir ve daima öyle kalacaktır.



Çatma, kurban olayım, çehreni nazlı hilal,
Kahraman ırkıma bir gül!.. Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz, dökülen kanlarımız sonra helal.
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklali.

Bu dörtlükte şair bayrağımıza sesleniyor:

‘’Uğruna
canımı vereyim, ne olur kaşlarını çatma ey hilal kaşlı güzel bayrağım.
Neden bize dargın ve azarlar gibi bakıyorsun? Seni, o nazlı nazlı
dalgalandığın göklerimizden indirmelerine izin vereceğimizi mi sandın?
Kahraman milletim hür yaşamak ve seni hür yaşatmak için çok kan döktü,
şu anda da dökmektedir. Sen bize kaş çatarak, uğrunda yapılan bu
fedakarlıkları hiçe sayarsan, dökülen kanlarımız sana helal olmaz.
Doğruluk ve adalet için çalışan, Allah’a inanarak ona kulluk eden.
İstiklal uğruna canını veren milletimin hakkı bağımsızlıktır,
hürriyettir.’’



Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.

Mehmet Âkif bu kıtada hürriyet kavramını işliyor. ‘’Ben’’ kelimesi ile Türk Milleti’ni kastediyor ve:

‘’Ben,
yaratıldığı günden beri hür yaşamış bir milletim, bundan sonra da hür
olarak yaşayacağım. Beni esir edeceğini düşünenler ancak aklını
kaçırmış olanlardır. Onların bu çılgınca düşüncelerine şaşarım. Çünkü
ben,Şimdiye kadar hiç esir olmadım. Hürriyeti elimden almak isteyen
olursa kükremiş bir sel gibi coşar, önüme çıkan engelleri çiğner
geçerim. Bu uğurda dağları parçalar, uçsuz bucaksız denizlere bire
sığmam, yine taşarım.’’




Garb’ı afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
‘’Medeniyyet!’’ dediğin tek dişi kalmış canavar!

Bu kıtada Mehmet Âkif sömürgeci, saldırgan batıya çatmakta, medeniyet adı altındaki saldırgan tutumunu kınamaktadır:

‘’Bat
ordularının en modern silahlarla, tank ve toplarla,tıpkı çelikten bir
duvar gibi üzerimize yürümesi bizim için önemli değildir.Türk
Milleti’nin öyle bir iman gücü, şehitlik inancı vardır ki, o imanlı
göğüslerin her biri bir kale gibidir. Bu imanlı göğüsler karşısında en
modern silahlar etkisiz kalır, hepsi yok olur, parçalanır.

Onların
homurtuları, ulumaları da seni korkutmasın. Medeniyet maskesi takarak
etrafa saldıran, zayıfları ezen ve sömüren bir canavar, bizim imanlı
göğsümüze en ufak bir korku veremez. Zaten ‘’Medeniyet’’ adı altında
yapılan bu vahşiliklerden sonra onun gerçek canavar yüzü ortaya
çıkmıştır. O canavarın tek dişi kalmıştır, bize asla zarar veremez.’’



Arkadaş! Yurdumu alçaklara uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın... belki yarından da yakın.

Bu kıtada Mehmet Âkif Türk Milleti’ne, onun kahraman askerlerine ümit ve kararlılık aşılıyor ve:

‘’Arkadaş!
Alçakların yurduma girmesine kesinlikle izin verme! Yurduna saldıran
düşmana gövdeni siper et! Onlarla ölünceye kadar savaş! Onların
utanmazca saldırılarına karşı dur! Cenab-ı Hak mutlaka sana yardım
edecektir. Çünkü Allah, sabreden ve korkmadan, Hak yolunda savaşan
mü’minlere zafer vereceğini Kuran-ı Kerim’de va’d etmiştir. Allah’ın bu
yardımı belki yarın, belki yarından da kısa zamanda ortaya çıkacaktır
ve düşman perişan edilecektir.’’



Bastığın yerleri ‘’toprak!’’ diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır atanı.
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

6.kıtada
kutsal vatan ve vatan toprağı ele alınmakta, Mehmet Âkif gençlere,
üzerinde yaşadıkları toprakların değerini ve özelliğini iyi bilmeleri
gerektiğini anlatmaktadır:

‘’Bastığın yerleri (toprak) deyip
geçme! Geçmişini iyi öğren! Çünkü bu vatan toprakları, uğruna şehit
düşenlerin kefensiz olarak gömüldükleri, her karışında bir şehit kanı
olan kutsal topraklardır. Sen ki; dini, vatanı uğruna canını vererek,
Allah katında makamların en yücesi olan şehit’lik mertebesine ulaşmış
bir babanın oğlusun. Vatanına gereken değeri vermez, onu atalarının
koruduğu gibi korumazsan, ataların incinir, üzülür. Bu cennet vatanı
her ne pahasına olursa olsun korumalı, dünyaları da alsan bu yurdun bir
karış toprağını bile vermemelisin.



Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

İstiklal
Marşı’nın 7.kıtasında Mehmet Âkif vatan sevgisini, vatan toprağının
özelliğini ve Türk Vatanı’nın yüceliğini, şöyle anlatmaktadır:
‘’Bu
cennet vatan uğruna canını vermeyecek olan kim var? İşte herkes vatanı
uğruna canını vermek için hazır bekliyor. Şimdiye kadar bu uğurda o
kadar çok yiğit canını verdi ki: bir karış toprakta bir şehit
yatmaktadır. Toprağı sıksan, şehitlerin kanı fışkıracak kadar çok şehit
verilmiştir. Allah canımı, canım kadar sevdiğim şeyleri, bütün varımı,
yoğumu alsın; yeter ki beni bu vatanımdan ayrı ve uzak bırakmasın.’’



Ruhumun senden, ilahi şudur ancak emeli:
Değmesin ma’bedimin göğsüne na-mahrem eli;
Bu ezanlar__ki şahadetleri dinin temeli__
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

8.kıtada Mehmet Âkif, din ve vatan uğruna şehit olanların ruhlarına tercüman olmakta, onların:

‘’Yüce
Allah’ım! Ruhumun senden dileği şudur: Uğruna canımızı verdiğimiz
yurdumuza düşmanlar girmesin, camilerime yabancılar el sürmesin! Bu
mabetlerde okunan ezanlardaki şahadetler ki:
‘’Eşhedü enla ilahe illallah,
Eşhedü enne Muhammeden resulullah’’
Kelimeleri
Türk Milleti’nin müslümanlığının ve bağımsızlığının ilk şartı ve
temelidir. Hürriyet sembolü olan bu ezanlar yurdumun her köşesinde
okunsun. Milletim kıyamete kadar hür yaşasın.’’



O zaman vecd ile bin secde eder, varsa taşım;
Her cerihamda, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi terden na-şım!
O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım.

‘’O
zaman (camilere düşman ayağının basmadığı, ezan seslerinin yurdun her
köşesinde duyulduğu zaman) yeryüzünde bir mezar taşım varsa, sevinç ve
mutluluktan mezar taşım bile çoşkunlukla secdeye kapanacaktır.

Milletimin
hür olduğunu görmenin ve şehitlik makamına ermenin kıvancı ile sevinç
göz yaşlarım, savaşta aldığım yaralardan boşanır. Cesedim, cisimsiz bir
ruh gibi göklere çıkar ve o kadar yükselir ki, belki göğün en yüksek
katı olan Arş’a (Allah’ın yüce katına) ulaşır.



Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Edebiyyen sana yok, ırkıma yaok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, Milletimin istiklal.

Büyük vatan şairi Mehmet Âkif İstiklal Marşı’nın son kıtasında tekrar şanlı bayrağamıza hitap etmekte ve:

‘’Şanlı
bayrağım! Sen de artık şafaklar gibi al renginle, göklerimde hür ve
mesut olarak dalgalan. Sabah şafağının ardından görülen aydınlık gibi,
Türk Milleti de bu sıkıntılı ve karanlık günlerden sonra aydınlığa
kavuşacaktır. Uğruna dökülen kanlarımızın hepsi sana helal olsun.

Artık
Türk Milleti’nin yok olması, dağılması diye bir şey abediyyen söz
konusu olamaz. Çünkü; daima hür yaşamış olan, daima tek olan Allah’a
inanan ve ona kulluk eden, daima vatanı uğruna çalışan ve çarpışan
milletimin hürriyet ve istiklal her zaman hakkıdır.’’
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://avrilim.eniyiforum.net
 
istiklal marşının kabulü ve anlamı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AvriL FoRuM - éN cAdI FoRuM xD :: serbest bölge :: ATATÜRK-
Buraya geçin: